Anksiyete (Kaygı) Nedir?
Anksiyete (Kaygı) Nedir?
Anksiyete, ‘tehlikeli olarak görülen durumlar’ karşısında verilen bir duygusal tepkidir. Anksiyete terimi psikolojik bir terim olmakla birlikte yaygın kullanılmaktadır. Ancak anksiyete dışında “kaygı”, “endişe”, “stres”, “panik”, “huzursuzluk”, “gerginlik” veya özellikle daha küçük çocuklarda “korku” terimleriyle de tarif edilebilir.
Aslında anksiyete herkesin belirli durumlarda yaşayabildiği normal bir duygudur. Hatta hayatta kalabilmemizi, başarılı olmamızı sağlayan oldukça gerekli bir duygudur. Anksiyeteyi anlayabilmeniz için biraz daha konuyu örneklerle açıklamaya çalışalım. Yüksek bir patlama sesi duyduğumuzda veya ani bir saldırı esnasında yaşadığımız anksiyete beynimize ‘Tehlike var!’ sinyallerini göndererek bizi alarma geçirir. Bedenimizin patlama sesinden kaçmamız veya saldırıya karşılık vererek savaşmamız için hazırlanmasını sağlar. Anksiyete bunu çok kısa süre içerisinde gerçekleştirir ve bu sayede kendimizi koruyabilmemizi ve hayatta kalabilmemizi sağlamış olur.
Anksiyete Neden Olur?
Yukarıda yazıya başlarken ilk cümlemde ‘tehlikeli durumlar’ yerine ‘tehlikeli olarak görülen durumlar’ dediğime dikkatinizi çekmek istiyorum. Neden böyle söyledim? Yukarıdaki örnekte tehlikeli durum çok net, tartışmasız herkes için hayati tehlike oluşturabilecek ve herkeste anksiyete yaratabilecek bir olay. Ancak örneğin başarılı olmak, bir sınavı geçmek gibi durumlarda kişinin bu durumla ilgili yorumlamalarına bağlı olarak anksiyete yaratıp yaratmayacağı veya şiddeti değişebilmektedir. Örneğin, bir sınava hazırlanıyorsunuz, sınavı geçerseniz güzel bir fırsat kazanacaksınız. “Sınavı geçmem lazım, geçemezsem hayatta istediğim hiçbir şeyi elde edemem” diye düşünüyorsanız muhtemelen yüksek bir anksiyete duygusu yaşayacaksınız. Buradaki tehlike istediğiniz şeyleri elde edememe tehlikesi ve belki de bu sizin için oldukça endişe verici olabilir. “Sınavı geçmem lazım, geçebilirsem çok güzel bir fırsat yakalamış olacağım. Geçemezsem çok üzüleceğim ama belki başka bir fırsat yakalamaya çalışabilirim.” Böyle düşünüyorsanız muhtemelen sınav için hazırlanmanıza sizi motive edebilecek düzeyde bir anksiyeteye sahipsinizdir.
Sınavı geçememek bir takım kayıplara yol açacağı için, bunun yarattığı anksiyete nedeniyle kendinizi bir şeyler yapmak zorunda hissedeceksiniz. Örneğin, ders çalışmak gibi. “Bir sınav varmış, ailem girmemi çok istiyor ama ben o yönde çalışmak istemiyorum.” Peki, ya böyle düşünürseniz? Bu durumda bir tehlike veya bir kaybınız olmayacağını düşündüğünüzden dolayı bir anksiyete hissetmeniz pek beklenmez. Eğer sınavla ilgili bir anksiyete hissetmezseniz sınav için çalışmak gibi de bir davranışa girişmeniz pek olası değildir. Örnekte size göstermek istediğim ilk şey, belirli düzeyde bir anksiyetenin bir takım davranışlar yapmamızı (ders çalışmak gibi) ve böylece başarılı olabilmemizi nasıl sağladığıdır. Dikkatinizi çekmek istediğim ikinci şey; örnekte sınava girmek bazı kişilerde ‘tehlikeli durum’ iken bazı kişilerde değildir. Yani herkeste anksiyete oluşturmamaktadır veya anksiyete aynı şiddette değildir. İşte bu nedenle kişinin ‘tehlikeli olarak gördüğü durum’ karşısında verdiği tepki olarak tanımlamak daha doğru olacaktır.
Çocuklarda Anksiyete Nasıl Olur?
Çocuklar da yaşamlarının belirli dönemlerinde bazı kaygılar / korkular yaşarlar. Bazen size neden korktuklarını söyleyebilirler veya siz net bir şekilde gözlemleyebilirsiniz. Ancak bazen kaygı/ korkularından utandıkları veya kaygı duymanın/ korkmanın kötü bir şey olduğunu düşünmeleri nedeniyle gizlemeye çalışabilirler. Daha küçük yaş grubundaki çocuklar da yaşadıkları kaygıyı ifade edemeyebilirler. Bu çocuklar kaygı / korku duyduklarında huysuzlaşabilir, ağlayabilir, hırçınlaşabilirler veya siz ne olduğunu anlayamadığınız daha karmaşık kaygı / korkularla karşılaşabilirsiniz. Yukarıda her anksiyetenin kötü bir şey olmadığından, bazılarının işe yarar bile olduğundan bahsetmiştik.Çocuklarda durum nasıl? Çocuklarda belirli dönemlerde görülen belirli korkular çocuğun gelişimsel döneminin getirdiği özellik nedeniyledir ve bir süre sonra kendiliğinden geçtiği görülür. Buradaki kaygı veya korkudan endişe etmeye gerek yoktur.
Peki, ne zaman çocuğunuzun kaygı / korkusundan endişe duymalısınız? Bazen çocukların akranlarından daha yoğun, daha sık korku / kaygı yaşadığı veya uzun süre etkisinden çıkamadığı durumlar olabilir. Bu korku ve kaygılar çocuk için sorun oluşturmaya başlayabilir. Eğer kaygılar / korkular nedeniyle çocuğunuzun veya ailenizin hayatı olumsuz yönde etkileniyorsa, çocuğunuzu yapmak istediği şeylerden alıkoyuyorsa üstesinden gelebilmesi için yardıma ihtiyacı var demektir.